19 Ağustos 1864’te İstanbul’da doğdu (1864-1944). Osmanlı paşalarından Mehmet Sait Paşa’nın oğludur. Annesi küçük yaşta öldüğü için anneannesinin İstanbul’daki konağında eski geleneklere uygun bir hava içinde büyüdü. Mahalle okulunu ve Mahmudiye Rüştiyesi’ni (ortaokul) bitirdi, özel olarak Fransızca öğrendi, öğrenimine bir süre daha devam ettiyse de sağlık nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kaldı.
İkinci Meşrutiyet’e kadar çeşitli dairelerde memurluk yaptı. Ondan sonra ömrünün sonuna kadar yazarlıkla geçindi. Bu arada iki donem de milletvekilliği yaptı (1936-1943). Son otuz yılı Heybeliada’daki köşkünde geçti. 8 Mart 1944’te Heybeliada’da yaşamını yitirdi.
Hüseyin Rahmi Gürpınar ilk romanını 1888’de yayınladı ve ölünceye kadar yazdığı eserlerin sayısı 50’yi buldu.Bunun 37’si roman, bir kısmı hikâye, 4’ü tiyatro eseridir. Romancı, gençliğinde gerçekçi akımı benimsemiş ve edindiği ilkeleri bütün eserlerine uygulamıştır. Hepsi aynı değerde olmayan eserlerinin ortak yönü toplumun bir aynası olmasıdır. Gürpınar, yenilikler, yeni yaşam koşulları ve kuralları yüzünden sarsılan Osmanlı toplum düzenini hem halk tabakaları içinde, hem Osmanlı konaklarında ele alıp işler
Eserlerinin bir yönü de yoksul çevrelerin kadın yaşamını dile getirmesi, onların çilesini işlemesidir. İffet, Tesadüf, Nimetşinas, Sevda Peşinde v.b. buna örnektir.
Gürpınar’ın eserlerinin bir başka niteliği toplumsal bir yergi taşımasıdır. Bu yüzden bazen şiddetli tepkilerle de karşılaşmıştır. Eski İstanbul yaşamının geleneklerini yansıtan belge değerindeki eserlerinde irice bir mizah da göze çarpar. Roman tekniği yalınkat da olsa gözlemleri kuvvetli, canlandırdığı tipler renkli ve konuşmalar içtenliklidir. Eserlerinde halk deyimleri geniş yer tutar.Emile Zola’nın deneysel roman yöntemini benimsedi ve uyguladı. Ömrünün son otuz yılını Heybeliada’daki köşkünde yazarak geçirdi. En çok ürün veren, en çok okunan ve sevilen yazarlardan biri oldu.
Başlıca Eserleri
Romanları: ‘Şık’ (1989), ‘İffet’ (1896), ‘Mutallaka’ (1898), ‘Mürebbiye’ (1899), ‘Bir Muadele-i Sevda’ (1899), ‘Metres’ (1899), ‘Tesadüf’ (1900), ‘Nimetşinas’ (1910), ‘Şıpsevdi’ (1911), ‘Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç’ (1912), ‘Sevda Peşinde’ (1912), ‘Gulyabani’ (1912), ‘Cadı’ (1914), ‘Hakka Sığındık’ (1919), ‘Toraman’ (1919), ‘Hayattan Sayfalar’ (1919), ‘Son Arzu’ (1922), ‘Tebessüm-i Elem’ (1923), ‘Cehennemlik’ (1924), ‘Efsuncu Baba’ (1924), ‘Ben Deli miyim?’ (1925), ‘Billur Kalp’ (1926), ‘Tutuşmuş Gönüller’ (1926), ‘Evlere Şenlik’, ‘Kaynanam Nasıl Kudurdu?’ (1927), ‘Muhabbet Tılsımı’ (1928), ‘Mezarından Kalkan Şehit’ (1929), ‘Kokotlar Mektebi’ (1928/1929), ‘Şeytan İşi’ (1933), ‘Utanmaz Adam’ (1934), ‘Eşkıya İninde’ (1935), ‘Kesik Baş’ (1942), ‘Gönül Bir Değirmenidir’, ‘Sevda Öğütür’ (1943), ‘Ölüm Bir Kurtuluş mudur?’ (1949), ‘Kaderin Cilvesi’ (1964), ‘Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı?’ (1949), ‘Kaderin Cilvesi’ (1964), ‘Deli Filozof’ (1964), ‘Can Pazarı’ (1968), ‘İnsanlar Maymun muydu?’ (1968), ‘Ölüler Yaşıyor mu?’ (1973), ‘Namuslu Kokotlar’ (1973)
Uzun Öykü: ‘Meyhanede Hanımlar’ (1968)
Öykü: ‘Kadınlar Vaizi’ (1920), ‘Namusla Açlık Meselesi’ (1933), ‘Katil Buse’ (1933), ‘İki Hödüğün Seyahati’ (1933), ‘Tünelden İlk Çıkış’ (1934), ‘Gönül Ticareti’ (1939), ‘Melek Sanmıştım Şeytanı’ (1943), ‘Eti Senin Kemiği Benim’ (1953)
Oyun: ‘Hazan Bülbülü’ (1916), ‘Kadın Erkekleşince’ (1933), ‘Tokuşan Kafalar’ (1973), ‘İki Damla Yaş’ (1973)
Düzyazılar: ‘Cadı Çarpıyor’ (1913), ‘Şekavet-i Edebiye’ (1913), ‘Sanat ve Edebiyat’ (Ölümünden sonra H. A. Önelçin derledi, 1972)