Asya ve Avrupa kıtalarını, o nefes kesen manzarasıyla tanınan boğazın ayırdığı, hayallerin şehridir İstanbul. Kıtalar arası bir şehir olması nedeniyle jeopolitik önemi de büyüktür.
İstanbul, insanların dünyanın dört bir yanından akın ettiği, tarih kokan şehrin ta kendisi. Üç tarafını Haliç, Marmara denizi ve Boğaziçi’nin sardığı bir yarımada üzerinde yer alır. Bizans, Roma ve Osmanlı Türklerine başkent olmuş bir mega kentten söz ediyoruz. Limanları ile stratejik önemi büyük olan bu şehrin tarihi güzelliklerini de yabana atmak olmaz. Ne de olsa 120 den fazla sultan ve imparator bu şehirde hüküm sürmüştür. Bu sebeple de turizmin gelişimine katkısı en büyük olan şehrimizdir. Ekonomik, sosyolojik ve kültürel açıdan Türkiye’nin en önemli, en kalabalık şehridir. Farklı dinlerin, ırkların, dillerin bir arada hoşgörüyle, sevgiyle yaşayabildiği bir kültür başkenti.
İnsanların “taşı toprağı altındır” diyerek yerini yurdunu bırakıp göç ettiği, kimilerinin harcandığı, kimilerinin ise hayata bağlandığı; umutsuzların umudu, kimsesizlerin kimsesi, gezip görülesi, okuyup anlatılası, tadına varılası bir şehirdir İstanbul.